Washington DC Hakkında Tavsiyeler ve Notlar

Amerika seyahatimde New York’ta kalırken, hep merak ettiğim yerlerden biri olan Washington DC’yi görmek için hızlıca bilet bakmaya başladım. Özellikle Amerikan filmleri ve dizilerinden aşina olduğumuz Washington DC’nin Amerika kültür ve siyasetinde de çok özel bir yeri var. Her şeyden önce Amerika’da iki adet Washington bulunduğunu belirteyim. Bir tanesi kuzeybatıda bulunan Washington eyaleti. Diğeri ise ülkenin başkenti olan ve bu yazıda bahsedeceğim Washington DC (Washington District of Columbia). Amerikalılar ise buraya sadece DC diyorlar.

Amerikan mimarisinin aksine bu şehirde hiçbir gökdelen göremeyeceksiniz çünkü Washington DC’deki hiçbir yapının Washington anıtından yüksek olmasına izin verilmiyor. 1790’da kurulan Washington DC, kendine özgü karaktere sahip karmaşık ve katmanlı bir şehir fakat gezmesi de bir o kadar kolay. Bu arada Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan tek Atatürk büstü, Washington, D.C.’de, Türk-Amerikan ilişkilerinin simgesi olarak Türk Büyükelçiliği bahçesinde yer alıyor.

Washington DC’nin belediye başkanı var fakat valisi yok. Kongrede kongre üyesi var ancak bu üyelerin oy hakkı yok. Bölgeyi temsil eden senatör yok. Burası doğrudan doğruya federal devlete bağlı. Kent ilginç ve karmaşık bir pozisyonda.

New York – Washington DC Arası Ulaşım

New York ile Washington DC arası otobüs ile 4,5 veya 5 saat sürüyor. New York’tan Port Authority veya Midtown’dan otobüse binebiliyorsunuz. Lokasyon seçimine göre iki seçenek arasında 20 dolarlık farklar olabiliyor. Bu farkın oluşmasında ise saat detayı oldukça önemli. Bazen bir lokasyon ucuz olurken bazen diğeri daha ucuz olabiliyor. Seyahatim için biletleri ise Flixbus’dan aldım. Satın alım işlemi sonrası bilet mail adresinizi QR kodu geliyor. Gidiş ve dönüşümde otobüsler oldukça rahattı. Yolda Biden Welcome Center’da tek mola verdik. Burası tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bir tesis. Ayrıca otobüslerde yüksek hızlı internette bulunuyor.

Washington DC’de Nerede Kaldım

Konaklamamı AirBnb üzerinden 2 gece 3 gün olarak aldım ve toplamda 6.500 TL’lik ödedim. Lokasyon olarak ise konakladığım bölge Arlington, Virginia bölgesindeydi. Haritadan uzak gibi gelmesine karşın metro olduğu için ulaşımda herhangi bir sıkıntı çekmedim.

Washington DC Kaç Günde Gezilir

Gezmesi oldukça kolay bir şehirden bahsediyoruz. Doğru bir planlama ile rahatlıkla bir günde gezilebilecek bir şehir. Tek güne sıkıştırmak isterseniz biraz yorulacağınızın altını da çizeyim. Metro ile Beyaz Saray çevresine geldikten sonra her şey birbirine oldukça yakın. İmkan olursa bisiklet veya elektrikli scooter tarzında bir kiralama yaparsanız tadından yenmez. Washington DC’ye geliyorsanız mutlaka spor ayakkabınız ve rahat kıyafetleriniz yanınızda olsun derim. Bu arada müzelerin neredeyse hepsi ücretsiz. Bu nedenle birçok detayda ücret ödemeden şehri gezeceksiniz.

Washington DC’de Hakkında Kısa Bilgi

Aslında ABD’nin ilk başkanı George Washington 1789’da göreve başladığında başkent New York olarak geçiyormuş. Daha sonraki dönemlerde politik, coğrafi ve stratejik nedenden dolayı Washington DC 1800 yılında Amerika’nın başkenti olmuş. Şehir adını Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk başkanı George Washington’dan alıyor. DC geniş bulvarları nedeniyle çoğu zaman Fransa’nın ünlü şehri Paris’i de hatırlatmıyor değil.

history.howstuffworks.com

Eğer biraz Amerikan siyasi veya aksiyon dizilerine ilginiz varsa şehrin birçok noktası tanıdık gelecektir. Burası Amerika’nın başkenti olarak, eyalet değil ve federal bölge olarak özel bir statüye sahip. Washington DC siyasi olarak her daim dünyanın gündeminde olan bir lokasyon. Burası Afrika-Amerikan tarihi ve büyük siyahi nüfusu nedeniyle bir zamanlar “Çikolata Şehri” olarak da anılıyormuş. Ayrıca 1912’de Tokyo’dan Washington DC’ye hediye edilen yaklaşık 3.000 kadar Japon Kiraz Ağacı da Washington’a ayrı bir görsellik katıyor.

Dünyanın en büyük müze ve araştırma kompleksi Smithsonian Enstitüsü bu şehirde bulunuyor. Gezilecek bölgenin tek bir hat üzerinde olması da bir açıdan plan yapmayı kolaylaştırıyor.

Washington DC Ulaşım

Washington DC’de günlük sınırsız biniş hakkına sahip metro kartını 13 dolara aldım. Uber veya taksi kullanmanıza gerek kalmadan metro ile birçok yere rahatlıkla varabiliyorsunuz. O yüzden ağırlıklı metro kullanmanızı öneririm.

Özel Gündüz veya Akşam SUV Turu

Bu arada Washington’da özel SUV’ler kiralayarak tur yapabilmeniz de mümkün. 6 kişiye kadar olan ve günlük ücretin 17 bin TL olduğu bu turlarda özel bir SUV 4 saat boyunca size tahsis ediliyor ve yabancı dil bilen şoför eşliğinde şehir gezisi yapılıyor. Detayları incelemek isterseniz buradan bakabilirsiniz.

WASHINGTON DC’DE GEZİLECEK YERLER

White House – Beyaz Saray

White House yani Beyaz Saray, ABD başkanının hem konutu hem çalışma ofisi hem de görüşmelerini gerçekleştirdiği bir kompleks. Dünyanın yönetildiği yer olarak ifade edilen Beyaz Saray, aynı zamanda Washington DC’nin de en ünlü yapısı konumunda. Yapımına 1792’de başlanan bu yapının inşaatı sekiz yıl sürmüş ve 1800 yılında tamamlanmış. 1814’te İngilizler tarafından yakılmış ve ciddi zarar görmüş. 1817’de ise yeniden inşa edilmiş. Neoklasik tarzda olan binada 132 oda, 35 banyo ve 6 kat bulunuyor. Burası tarih boyunca farklı isimlerle anılmış ama “White House” yani “Beyaz Saray” adı 1901 yılında Theodore Roosevelt tarafından verilmiş. Beyaz Saray, George Washington ölümünden bir yıl sonra tamamlanabildiği için burada yaşayan ilk ABD Başkanı ise John Adams olmuş.

Beyaz Saray’a Neden “Beyaz” Deniliyor?

Beyaz Saray’ın yapımında kullanılan taşlar Aquia Creek adında kireç taşlarıymış. Bu taşın doğal yapısı açık renkte olmasından dolayı binanın beyaz renkte görünmesini sağlıyormuş. 1814’te İngilizler Washington DC’yi işgal ettikten sonra bu yapıya ciddi zarar vermişler. Sonraki dönemde binanın yeniden inşası sırasında, taşların korunması ve yapının tekrar kullanılabilir hale getirilmesi amacıyla, kireç bazlı bir beyaz boya veya kireç badana kullanılmış. Taşların çatlamasını ve hava koşullarından zarar görmesini önlenmesine yardımcı olan bu detay, aynı zamanda yapıya resmi ve prestijli bir görünüm de kazandırmış. O günden sonra bina bu özelliğini hep korumuş.

National Mall

Aslına bakılırsa National Mall, birçok önemli anıta, müzeye ve tarihi yapıya ev sahipliği yapan geniş bir park. İçerisindeki yerleri gezerseniz Washington DC’yi de büyük oranda bitirmiş olacaksınız 😊 Buranın toplam uzunluğu 3 kilometre civarında. İçerisinde Washington Anıtı, Lincoln Anıtı, Thomas Jefferson Anıtı, Vietnam Şehitleri Anıtı, Kore Savaşı Gazileri Anıtı, Smithsonian Enstitüsü, Ulusal II. Dünya Savaşı Anıtı ve Lincoln Memorial Reflecting Pool gibi yerler bulunuyor. Anıtlar, müzeler ve yeşil alanlarıyla DC’nin merkezinde yer alan National Mall Beyaz Saray’dan sonraki ilk destinasyonunuz olsun.

Washington Anıtı  (Dünyanın En Yüksek Dikilitaşı)

National Mall’un içerisinde yer alan Washington Anıtı, George Washington’un anısına yapılmış olan ve dünyanın en yüksek dikilitaşı konumundaki yapı. 169 metre yüksekliğinde olan bu anıt inşaat, iç savaş ve diğer mali sorunlar nedeniyle tam 38 yılda tamamlanabilmiş ve 1888’de açılmış. Anıtın içerisine ve en üstüne çıkabilmek mümkün. Bu yolculuk için ister 897 basamaklı merdiveni çıkın, ister asansör kullanın. Bana sorarsanız en üste çıkmaya gerek yok ama anıtın tepesine çıkmak isterseniz 1 dolarlık bir ücret ödeyerek çıkabilirsiniz.

Lincoln Anıtı Yansıtma Havuzu

Washington’daki yansıtma havuzunu birçok filmden çok yakın hatırlayacaksınız ama en çok Forrest Gump filmindeki sahne ile hatırlamanız mümkün. Yansıtma Havuzuna ait bir diğer unutulmaz detay ise 1963’te Martin Luther King Jr.’nin 250.000 kişinin katılımıyla yaptığı ünlü “Bir Hayalim Var” konuşması sırasında arka planda bu havuzun olması.

Yansıtma havuzu yaklaşık 618 metre uzunluğunda ve 51 metre genişliğinde. En arkasına gittiğinizde Washington Anıtı‘nın bir yansıması havuz üzerine vuruyor ve gerçekten keyifli bir görüntü ortaya çıkıyor. Havuz sembolik olduğu için öyle derin değil ve içerisinde yaklaşık 7 milyon galon su barındırıyor. Günün 24 saati ziyaret edebilmek mümkün. Buraya gelirken yanınıza kahvenizi de alın derim. Kahvenizi içerek merdivenlerde oturup bir süre yansımayı izlemek güzel olacaktır. Amerika’daki birçok kritik olayın protestoları da bu yansıma havuzunun çevresinde gerçekleştiğini belirtelim.

Lincoln Anıtı

Amerika Birleşik Devletleri’nin 16. Başkanı Abraham Lincoln’ün anısına yapılmış bu anıtın neden bu kadar abartıldığını ben anlayamadım. Hiç tarihi bir yer görmezseniz belki etkileyici gelebilir ama az biraz dahi gezen kişi için heykelin çok sıradan olacağını söyleyebilirim. Buraya kadar gelmişken elbette görmeden dönmeyin ama beklentiniz yüksek olmasın. Bu heykel 1922 yılında yansıma havuzu ile birlikte açılmış. Heykele “FUTURE” (gelecek) yazısı oyulmak yerine yanlış yazılmış ve bunun yerine anıta “EUTURE” (euture) yazısı kazınmış. Şimdilerde düzeltilmiş olsa dahi yakından baktığınızda bu hatayı görebiliyorsunuz. 5,8 metre yüksekliğinde olan anıtın unutulmaz olaylarından biri ise 1963’te Martin Luther King Jr.’ın ünlü “I Have a Dream” konuşmasını buranın merdivenlerinde yapması. Buraya giriş ise ücretsiz.

Kore Savaşı Gazileri Anıtı

Yansıma havuzunun hemen yanında yer alan ve Kore Savaşı’nda hizmet eden Amerikan askerlerinin anısına yapılan bir anıt. 19 adet askeri birliği sembolize eden bu anıtı görmek ise 2-3 dakikanızı alır.

Martin Luther King Jr. Ulusal Anıtı

Sivil Haklar Hareketi lideri Martin Luther King Jr.’ın granit heykelinin ilham kaynağı 1963 yılında Luther King’in yaptığı “Bir Hayalim Var” konuşmasındaki “Umutsuzluk dağından bir umut taşı.” cümlesi olmuş. Bu anıt King’in sivil haklar hareketi, adalet, barış ve eşitlik konusundaki düşüncelerini yansıtmasıyla ön plana çıkıyor.

Japanese Lantern

King heykelinin hemen yanında yer alan Japon Feneri, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasında yeniden ortaya çıkan kalıcı kültürel ortaklığı sembolize ediyormuş. Asıl güzel olan ise bu fenerin çevresini kaplayan kiraz ağaçları ve onun yarattığı atmosfer.

Ford’s Theatre (Abraham Lincoln Suikastı)

Ford’s Theatre, Amerikan tarihinin önemli olaylarından birine sahne olan tarihi bir tiyatro olmasıyla ön plana çıkıyor. 1863 yılında açılan tiyatroda 14 Nisan 1865’te Başkan Abraham Lincoln suikaste uğramış.

Tiyatro içerisine girdiğinizde Lincoln’ün suikaste uğradığı yerin özel bir bölüm olarak ayrıldığını görebilirsiniz. Giriş için bir ücret ödememiştim ama normal zamanda bilet alınması gerekebiliyormuş.

Amerikan Kongre Binası (United States Capitol)

Washington’un belki de en simgesel yapısından biri olan kongre binası, Amerikan demokrasisinin ve yasama sürecinin merkezi olarak önemli bir sembolü olarak görülüyor. Biraz dahi olsa Amerikan filmleri ve dizileri izleyenler için çok tanıdık simgesel bir yapıdan bahsediyoruz. 1793 yılında yapılan binanın kuzey tarafında senato, güney tarafında ise temsilciler kanadı yer alıyor. Binada 540’tan fazla oda ve 658 pencere bulunuyormuş. İçerisinde birbirinden farklı detayları olan bu yapıyı her yarım saatte bir, iç tarafta düzenlenen ücretsiz turlar ile belirli bölümlerini gezebiliyorsunuz. Tur için iç bölüme kayıt yaptırmanız yeterli.

Yüce Mahkemesi Binası

Kongre binasının hemen karşısında yer alan bu yapı 1935 yılında açılmış. Görkemli olduğu kadar içerisinde çok katı kurallara da sahip. Örneğin kongre binasında fotoğraf ve video serbestken burada fotoğraf veya video çekmek yasak. Oturum yapılmadığı zamanlarda Mahkeme Salonu’nda düzenlenen konferanslara katılabilmekte mümkün. Bence binayı dışında görmek yeterli olacaktır.

MÜZELER BÖLGESİ

Smithsonian Enstitüsü Nedir?

Şimdi müzeleri gezerken göreceğiniz en çok ifade Smithsonian Enstitüsü olacak. Smithsonian Enstitüsü, Amerika’da bulunan ve dünyanın en büyük müze ve araştırma kompleksi olarak kabul edilen bir kuruluş. Bilginin artırılması ve yayılması misyonuyla İngiliz bilim adamı James Smithson’un servetini bağışlamasıyla 1846 yılında kurulmuş.  Bugün enstitüye dahil olan 19 müze, 21 kütüphane ve 9 araştırma merkezi mevcut.

Ulusal Hava ve Uzay Müzesi

Müzeler bölgesindeki en önemli müzelerden bir tanesi “Ulusal Hava ve Uzay Müzesi” derim. Smithsonian Enstitüsü’ne ait müzelerin en büyüğü olan bu müze, dünyanın en büyük hava ve uzay aracı koleksiyonuna sahip olmasıyla da ön plana çıkıyor. İçerisinde bir IMAX sinema salonu, Einstein Planetaryumu ve etkileşimli uçuş simülatörleri de mevcut. Uzaycılık ile ilgili çok fazla eserin olduğu müzedeki en ilginç eserlerden birkaçı ise şöyle;

  • Wright Flyer, Orville ve Wilbur Wright tarafından 1903’te yapılan ilk motorlu uçuşun kopyası
  • Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins’in Ay’a gittikleri ve döndükleri uzay aracı
  • Chuck Yeager tarafından ses duvarını aşan Bell X-1 ilk uçak
  • Charles Lindbergh’in Atlantik Okyanusu’nu tek başına ve durmaksızın geçtiği uçak

Müzeye online rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Rezervasyonlar ise ortalama 4-5 gün öncesinden doluyor. Programınızı bu detaya göre yapmanızı öneririm. Ayrıca önünde çok fazla kuyruk oluyor ve ortalama bekleme süresi 1 saat civarlarında. Her gün saat 10:00 – 17:30 arasında açık olan müzeye giriş ise ücretsiz.

Ulusal Doğa Tarihi Müzesi (Dünyanın En Ünlü Elması)

Dünyanın en büyük doğa tarihi müzeleri arasında yer alan Ulusal Doğa Tarihi Müzesi, 1,5 milyon metrekarelik alana kurulu ve içerisinde 147 milyonu geçkin örnek ve eser bulunuyor.  Dünyanın en ünlü mavi elması olan 45.52 karatlık Hope Elması, Tyrannosaurus rex, Triceratops ve diğer dinozorların eksiksiz iskeletleri, İnsan atalarının fosilleri ve araçları müzede öne çıkan eserlerden bazıları. Her gün saat 10:00 – 17:30 arasında açık olan müzeye giriş ise ücretsiz.

Georgetown

Washington D.C.’nin en eski mahallelerinden biri olan Georgetown, ilk başta bağımsız bir kasaba olarak kurulmuş. 1871 yılında ise Washington D.C.’ye dahil edilmiş. Bu bölge tarihi binaları ve binaların iyi korunması ile ön plana çıkıyor. Çok eski dönemlerde tütün pazarı olan bu bölge şimdilerde birçok önemli diplomatlarının, akademisyenlerinin yani önemli isimlerin ikamet ettiği bir bölge olmuş. Georgetown hakkında daha detaylı bilgi isterseniz buradan inceleyebilirsiniz.

Kongre Kütüphanesi (Dünyanın En Büyük Kütüphanesi)

Sahip olduğu 164 milyondan fazla kitap ile Kongre Kütüphanesi, dünyanın en büyük kütüphanesi olarak geçiyor. 1800 tarihinde Başkan John Adams tarafından kurulmuş. Pazar ve Pazartesi günleri kapalı olan kütüphane, diğer günler 10:00 – 17:00 arasında açık. Kongre Kütüphanesi’ne gelen her ziyaretçinin, yaşına bakılmaksızın, tarihi Thomas Jefferson Binası’na girmek için ücretsiz rezervasyon yaptırması gerekiyor. İçerisinde Gutenberg Kutsal Kitabı’nın da bulunduğu Kuzey Amerika’nın en büyük nadir kitap koleksiyonu, bir milyonun üzerinde hükûmet belgesi, son üç yüzyılda dünyada yayımlanmış bir milyon gazete ve dünyanın en büyük hukuki belgeler koleksiyonu burada bulunuyor. Burası Amerika’nın hafızası niteliğinde bir yapı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir