Markaların Yeni Gözdesi CGI Reklamlar

Pazarlama dünyası günden güne teknoloji ile hizalanmaya devam ediyor. Teknolojik çeşitlilik karşısında markaların hem reklam hem de iletişim faaliyetlerini yeniden tanımlamaya başladığı bir döneme adım attık. Yaratıcı olabilmenin günden güne zorlaştığı bir evrende, markalar alternatif arayışlar içinde. Tam da bu noktada CGI (Computer Generated Imagery) yani bilgisayar üretimli imgeleme teknolojisi markalara kollarını açtı.

CGI markalar açısından önemli çünkü yaratıcılık konusunda kapana kısılmaya başlayan markalar, bu teknoloji ile gerçeküstücülüğü kullanıyor ve izleyicileri büyüleyen, sürükleyici ve akılda kalıcı deneyimler yaratabiliyor.

Üstelik bu tarz hiper-gerçekçilik özelliği ile zihni ve zamanı da ele geçiriyor!

CGI, bilgisayar teknolojisi kullanılarak üretilen görsel efektlerin veya dijital görüntülerin ortaya çıkardığı evren olarak ifade edebilir. Aslına bakılırsa bu teknoloji sanattan video oyunlarına, filmlerden televizyon programlarına kadar birçok alanda uzun süredir hayatımızda.

CGI teknolojisi ile ilk tanışmamız 1970’li yıllara kadar uzansa da, bu teknoloji ilk güçlü etkisini 2001 yılında gösterdi. Peter Jackson’ın yönettiği Yüzüklerin Efendisi filminde ilk yapay zekaya sahip ve hareketli CGI sahnesi karşımıza çıktı. Bunun hemen akabinde Avatar filminde de CGI teknolojisinden baskın bir şekilde yararlanıldı.

CGI teknolojisini artık markalarda çok sık kullanmaya başladı. Örneğin, Adidas Suudi Arabistan iç saha futbol formasını antik bir kaya mezarında CGI teknolojisiyle tanıttı. Adidas yine CGI teknolojisi ike Dubai Frame’de yaptığı çalışma ile internette 250 milyonu geçkin organik görüntüleme elde etti.

Ülkemizden de bu teknolojiyi etkin kullanan marka sayısı günden güne artıyor. Örneğin;  Rexona, İstanbul Boğazı’nda dev bir gri tişört dalgalandırdı. Samsung, yeni Galaxy Z Flip 5’in reklamlarında bu teknolojiyi kullandı. Adidas Şampiyonlar Ligi finalinin Türkiye’de yapıldığı dönemde boğazda dev bir futbol topunu boğazda gezdirdi.

Bu reklam türünün en kritik noktalardan bir tanesi ise hayatın olağan akışında devam etmesi ve akış içerisinde insan, araç, hayvan gibi figürlerin doğal bir şekilde içerikte yer alması. Özellikle insan bir figürünün gerçek dünyada o durumla karşılaştığı an verecek tepkilere bürünmesi içeriğe boyut atlattıran detaylar.

 CGI teknolojisi yaratıcılığa kazandırdığı yeni boyutlar kadar çevreci olmasıyla da öne plana çıkmakta. Şu an ağırlıklı olarak global markaların gündeminde gibi görünen CGI teknolojisi, yerel markalar tarafından da kullanılmaya başlandı. Buna en güzel örnek ise Tatil Sepeti.

CGI SADECE VİDEO PRODÜKSİYON DEĞİL

CGI reklamları markaları önemli bir prodüksiyon maliyetinin altına girilmesinden kurtarıyor. Çünkü bir reklam filmi çekmek istediğinizde ekip, lojistik, güvenlik, izinler, yer kiraları derken işin rakamsal boyutu çok başka seviyelere çıkabiliyordu.

CGI teknolojisinde ise süreç daha çok bilgisayar başında çözüldüğü için önemli bir maliyet avantajı sağlanabiliyor. Şu an için biraz pahalı bir seviyede konumlanan bu teknolojinin kullanımı yaygınlaştıkça bu rakamlar daha da aşağı gelecektir.

CGI dünyasında istediğiniz evreni siz tasarlayabildiğiniz için doğal şartlardan da en az etkilenme durumu ortaya çıkmakta. İster gece, ister gündüz, ister yağmurlu ister de güneşli. Hayaliniz nasıl isterse 😊

Bir detay güzel detay ise bu teknolojinin hemen hemen her türlü fikri destekleyecek bir yaklaşım ve alt yapıya sahip olması. Aklınıza ne geliyorsa bu dünyada oluşturabilirsiniz. Zihindeki zincirlerin de kırılacağı bir evrenden bahsediyoruz. 

Bu işi sadece bir video teknolojisi olarak düşünmeyin. Her detayı ile bu teknolojiyi çok geniş alanlarda kullanabilirsiniz. Creative Review’de yayınlanan Ferrari örneğine bakalım.  Aşağıdaki  görseli SLABBS tarafından tamamen CGI teknolojisi ile yaratıldı. Bu teknoloji kullanılarak yapılan çalışma ile yaklaşık %50’den fazla karbon tasarrufu da sağlandı. (Geleneksel bir prodüksiyona göre)

CGI teknolojisiyle çok yakın zamanda birçok marka tanışacak gibi görünüyor. Yakın zamanda internette gerçeküstü, ilginç çalışmalarla karşılaşırsanız şaşırmayın. İşin garip tarafı ise birçok tüketicinin bu reklamları gerçekte uygulanıyor sanması. Tüketici tarafında farkındalık seviyesi düşük olduğu için bu alanda öncü hareket eden markalar, algıda daha farklı konumlanabilme imkanına da sahip 🙂 

CGI teknolojisinin çevreci olması kadar doğal olana konumlanabilme özelliği sayesinde, bu reklam türü özellikle Z kuşağında güçlü bir karşılık bulmakta. Dolayısıyla Z ve Alfa jenerasyonuna dokunmak isteyen markaların bu tarz teknolojileri proaktif bir şekilde pazarlama çalışmalarına dahil etmesi katma değeri yüksek sonuçları ortaya çıkarabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir