Kyoto Hakkında Notlar ve Tavsiyeler

Kyoto için elimden geldiğince anahtar teslim bir plan hazırladım. Hazırsanız bu harika şehri keşfetmeye başlıyoruz. 😊

Notlarımdaki her şeyi tam olarak yapmak isterseniz en az 3 tam güne ihtiyaç olduğunun altını çizerek başlayayım. Japonya seyahatinizde tarihi anlamda en fazla vakit harcayacağınız yer Kyoto olabilir. Bambu ormanı, doğal alanları, zengin tarihi, temiz şehri ve derin kültürü ile burası gerçekten hem besleyici hem eğlenceli bir lokasyon. O yüzden planlarınızda bu şehir küçük, hemen biter gibi bir yanılgıya düşmeyin. Evet küçük ama tarihi de büyük. Örneğin, Kyoto’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tam 17 adet kültürel miras alanı bulunuyor. Ben söyleyeyim, siz anlayın nasıl bir gezi olacağını 😊

Kyoto, aslında Japonya’nın eski başkenti. Burası 794 yılında Japonya’nın başkenti olarak kurulmuş ve başkent 1868’de Tokyo’ya taşınana kadar (1.000 yılı aşkın bir süre) imparatorluk merkezi olarak hizmet vermiş. Bu süre zarfında Kyoto Japonya’nın sanatsal, kültürel ve siyasi merkezi olduğu için şehir de bu anlamda zengin ve gezmek için de bir o kadar keyifli. Geyşa kültürü, ahşap evler, pagodalar ve tarihi çay evleri gibi detaylar da bu şehre gerçekten ayrı bir ruh, hava katıyor.

Kyoto’nun bir diğer avantajı ise Osaka’ya 50 KM olması ve burada kalınarak da Osaka’ya gidip gelinebilecek bir imkana sunabilmesi. Her ne kadar Osaka’ya yakın olsa dahi iki şehrin havası ve kültürü bana sorarsanız farklı. O yüzden iki şehirde de ayrı ayrı kalınmasını öneriyorum.

Kyoto turistik olarak kalabalık bir şehir. Tapınaklar ve turistik yerler sabah erken saatlerde daha sakin oluyor. Ayrıca bu şehri keşfederken rahat bir ayakkabı giymenizi öneririm. Kyoto’yu keşfetmenin keyifli yollarından bir tanesi de bisiklet kiralamak. Şehir düz olduğundan bisikletle ulaşım da oldukça kolay. Kyoto’da genellikle nemli iklimler oluyor. Kasım ayında Kyoto’ya gitmiştim ve soğuk değildi. Bahar ve yaz ayları baya bir sıcak olacağını düşünüyorum.

Japonya genelinde A tipi prizler kullanıldığı için buna uygun ve hazırlıklı olmanız iyi olabilir. Dönüştürücülerinz mutlaka yanınızda olsun.

Kyoto’da İlginç Neler Yapılabilir

Hayvan Kafeler

Kyoto’da, Japonya’nın birçok şehrinde olduğu gibi kedi, baykuş, tavşan, domuz, kirpi veya köpek gibi çeşitli hayvan kafeler bulunuyor. Her ne kadar hayvan hakları açısından keyifli olmasa da, hayvan kafeler Japonya’da popüler hale gelmiş sosyal ve kültürel bir fenomen. Kyoto’da bu kafelerin birçoğu Teramachi Kyogoku Shopping Street üzerinde yer alıyor. Ben Baykuş kafeyi (Kyoto Owl’s Forest) merak edip girmiştim. Bilet ücreti için ise 1.000 Yen ödemiştim. Değişik olduğu için denenebilir ama yine de hayvanlar için üzücü bir durum olduğu görüşündeyim.

Geyşa Çay Seramonisi

Kyoto, Japonya’nın Geyşa kültürünün merkezi olarak öne çıkıyor ve bu eşsiz kültürün en otantik deneyimlenebileceği yerlerin başında geliyor. Gion bölgesi, Geyşa’ların (Kyoto’da Maiko ve Geiko olarak bilinir) en yoğun bulunduğu alanlardan bir tanesi. Özellikle Hanami-koji Sokağı ve çevresi, geleneksel çay evleri (ochaya) ile ünlü. Bu sokaklarda belirli saatlerde Geyşa’larla karşılaşma imkanı olabiliyormuş ama bunun için biraz şanslı olmaya ihtiyacınız var. Geyşa çay seremonisi, Japon kültürünün en zarif ve özel deneyimlerinden bir tanesi. Kyoto’nun Geyşa kültürü, geleneksel değerlerini koruyan ve modern dünyada varlığını sürdüren eşsiz bir miras olduğu için bu şehirde yapılması gereken deneyimlerin en başında geliyor. Geyşa Çay Seremonisi çok ünlü bir deneyim olduğu için yer bulmakta kolay değil. Bu deneyim için mai-ko.com’u inceleyebilirsiniz. Önerim gelmeden 2 hafta önce rezervasyonunuzu ayarlamanız olur. Bu deneyim ortalama 45 dakika sürüyor ve ücreti 3.600 Yen civarlarında.

Samuray Deneyimi ve Ninja Müzesi

Bu müzede küçük deneyimler yaşama imkanınız da oluyor. Müze içerisinde geleneksel samuray zırhları, ninja kıyafetleri ve ünlü katana (samuray kılıcı) gibi tarihi objeleri görebilirsiniz. Ayrıca Japon savaş sanatlarının büyüleyici dünyasına kısa bir yolculukta yapacaksınız. Müzenin en keyifli aktivitelerinden biri ise “Shuriken Atışı” olarak geçen Ninja yıldızlarını hedeflere fırlatma etkinliği. Bu yarışma da birinci olmuştum ve sonrasında bir yıldız hediye etmişlerdi. 😊 Tüm müze turu ve deneyim aktiviteleri yaklaşık 90-100 dakika sürüyor. Müze ziyareti için giriş ücreti ise 2.800 yen civarlarında. Eğer samurayların onurlu geçmişine ve ninjaların gizemli dünyasına bir adım atmak istiyorsanız, bu müze Kyoto’daki en heyecan verici duraklardan bir tanesi. Müzeye anlık girişlerde yer olmuyor. O yüzden önceden rezervasyon yaptırmanızı öneririm.

Kyoto Şehir İçi Ulaşım

Kyoto’da şehir içi ulaşım ağırlıklı olarak otobüslerle sağlanıyor. Ücret ise binişte değil, inişte veriliyor. Otobüse ise orta kapıdan biniyor. Tek yön otobüs ücreti ise 230-250 yen arasında değişmekte. Gün içinde otobüsü sıkça kullanmayı planlayanlar için 1 günlük otobüs kartı iyi bir seçenek olabilir diye düşünüyorum. Bu kartın ücreti ise 600 yen ve sınırsız biniş imkanı sağlıyor. Bu arada otobüsler mobil haritalara da entegre olduğu için oldukça rahat bir kullanım imkanı var. Eğer taksi kullanmayı tercih ederseniz ise taksimetre 490 yen’den açılıyor ve her kilometrede taksimetre 320 yen atıyor. Bu arada otobüslerde sadece bozuk para geçiyor. Eğer bozuk paranız yoksa otobüsün ön kısmındaki otomattan bozdurabiliyorsunuz.

Bir küçük notum ise tren, metro ile ulaşımları ile ilgili. Japonya’da trene veya metroya bindiğiniz biletleri çıkışta okutmanız gerekiyor. Eğer biletinizi okutmazsanız çıkış yapamıyorsunuz ve cezalı bilet almak zorunda kalıyorsunuz. O yüzden biletlerinizi bindikten sonra da saklayın.

Kyoto Gezisi – Bölge 1

Bu hat üzerinde yürüyüş biraz zor olabiliyor ama işin güzel tarafı her rotanın önünde otobüs durağı olması ve bir diğer durağa otobüse ile gidebilmeniz. O yüzden rahat bir hat oluyor. Bölge 1’e sabah 09:00 gibi başlarsanız geceye doğru ancak bitirirsiniz. Bambu ormanını en sona bıraktığım için  çok geç saatlere de kalmamanızı öneririm.

Kinkaku-ji (Altın Köşk Tapınağı)

Kyoto’nun birçok fotoğrafında görebileceğiniz ve tabir-i caizse Japonya’nın en ikonik yapılarından biri haline gelen Kinkaku-ji (Altın Köşk Tapınağı), aslında bir Zen Budist tapınağı. 1397 yılında Yoshimitsu’nun emeklilik villası olarak tasarlanmasına karşın, ölümünden sonra Zen tapınağına dönüştürülmüş. Kimkaku-ji’nin en ayrıştırıcı noktası, tapınağın iki üst katının tamamen altınla kaplı olması. Tapınağın hemen önünde bulunan gölün adının da ayna gölü olarak geçiyor. Bu yapı 1950’de bir keşişin çıkardığı yangında tamamen yanmış. 1955 yılında ise orijinaline sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş. Burası biraz büyük bir alan içerisinde ve gezmesi 45 dakika civarlarında sürebilir. Çıkışında da çan çalmayı unutmayın 😊 UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Kinkaku-ji’ya giriş ücreti ise 500 Yen.

Ryoan-ji

Ryoan-ji, Japonya’da en etkilendiğim felsefelerden birini duyduğum yer. Burası da bir Zen Budist tapınağı ama ruhu Kinkaku-ji’ye göre gerçekten farklı. 1450 yılında kurulan Ryoan-ji’yi benzersiz kılan en önemli özelliği, dünyaca ünlü Zen taş bahçesi (karesansui). Bu bahçeye yerleştirilmiş 15 büyük kaya parçası bulunuyor fakat nereden bakarsanız bakın 15’ini de tam olarak göremiyorsunuz. Bu tasarım, Budist felsefesine göre aydınlanma yolunda insanın her zaman eksik olduğunu ve mükemmeliyetin ulaşılamaz olduğunu simgeliyor. Bunu okuduğumda o bahçede 20-25 dk oturup hayata dair çok şey düşünmüştüm. Etkileyiciydi…

Ayrıca Ryoan-ji’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor ve giriş ücreti 600 Yen. Burası Mart – Kasım 08:00 – 17:00, Aralık – Şubat 08:00 – 16:30 arası açık. Burayı gezmek için 45 dakika civarı ayırmanız yeterli. Zen bahçesinde çok oyalanmazsanız 30 dakikada bitecektir.

Toujiin Tapınağı

Ryoan-ji’ye 5-10 dakika yürüme mesafesinde olan Touijin tapınağı aslında birçok gezilecek yer listesinde almıyor fakat buraya kadar gelmişken bir 10 dakika uğramanızı öneririm. Aslında tapınağın muazzam Zen bahçeleri var. Bu tapınak şogunların mezarlarıyla da dikkat çekiyor. Toujiin diğer tapınaklar kadar kalabalık olmadığı için sakin ve meditatif bir ortama sahip. Ziyaret saatleri 09:00 – 16:30 arasında. Giriş ücreti ise 600 Yen.

Ninna-ji Tapınağı

888 yılında İmparator Uda tarafından inşa edilen Ninna-ji Tapınağı’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Tapınak içerisinde yer alan beş katlı pagoda, Kyoto’nun simgelerinden biri haline gelmiş. Burada yer alan sakura ağaçları, Omuro-zakura adı verilen özel bir tür. Boyları diğer sakuralara göre daha kısa oldukları için “cüce kiraz ağaçları” olarak da anılıyor. Tapınağın ana salonu olan Kondo ise ahşap mimarisi açısından Japon geleneksel yapısını baya iyi yansıtıyor. Buranın iç kısmında birçok bölüm var. O yüzden detaylı gezerseniz 90-100 dakika civarı sürer. Bir tık hızlanırsanız 40 dakika gezebilirsiniz. Ninna-Ji, Mart – Kasım 09:00 – 17:00, Aralık – Şubat 09:00 – 16:30 arası açık. Her şey dahil yetişkin bileti ise 800 yen.

Arashiyama Bambu Ormanları

Kyoto’nun batısında yer alan Arashiyama bölgesi gezmesi oldukça keyifli bir yer. Burada imkanınız olursa Saga Trolley Trenini denemenizi de öneririm. Bu bölgede çok güzel Japon lezzetlerini deneyebilir ve alışveriş yapabilirsiniz. Buranın imza yeri ise Arashiyama Bambu Ormanı. Bu orman Kyoto’nun en büyüleyici doğal alanlarından bir tanesi. Doğası gerçekten çok keyifli bir bölge. Rüzgarın bambu ağaçları arasında oluşturduğu fısıltı sesi, UNESCO tarafından korunması gereken bir kültürel değer olarak tanımlanmış. Bambu ormanına giriş ücretsiz ve burada yürümek gerçekten keyifli ve huzur dolu.

Ormanın içerisinde Kyoto’nun ünlü Tenryu-ji Tapınağı‘da bulunuyor. Arashiyama ormanda yer alan bambular, moso türü olarak geçiyormuş. Bu bambular hızlı büyümeleriyle biliniyor ve Japon kültüründe dayanıklılığı simgeliyormuş. Bu arada ormanın içerisinden tren yolu da geçiyor ve çok keyifli görüntüler ortaya çıkıyor.

Ayrıca bu bölgede Japon çekçek arabası olarak adlandırılan rikşaları da görecekseniz. Ben çok şaşırmıştım. Detayları aşağıdaki vlog’ta bulabilirsiniz.

Kyoto Gezisi – Bölge 2

Bölge 2’yi de yine sabahtan gezmeye başlamanızı öneririm. Yazdığım rotayı takip ederseniz de akış çok rahat ve keyifli olur görüşündeyim ama tercih sizlerin 😊Sadece bazı yerlerin açık olma saatlerine dikkat edin çünkü her yer Fushimi gibi geceleri açık olmayabiliyor.

To-Ji Tapınağı (Opsiyonel)

To-ji, Japonya’nın en eski Budist tapınaklarından bir tanesi. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan To-Ji, Shingon Budizmi’nin merkezi konumunda. Tapınağın en ikonik özelliği, Japonya’nın en yüksek ahşap yapısı olan 57 metre uzunluğundaki beş katlı pagodası. To-Ji tapınağında her ayın 21’inde Kobo-ichi (Kobo Pazarı) düzenleniyormuş. Bu pazarda antika eşyalardan geleneksel Japon el sanatlarına kadar çeşitli ürünleri bulabilme imkanınız var. Denk gelirse öneririm. Bu arada burayı görmenin çok gerekli olduğu görüşünde değilim. Zamanınız kısıtlı ise listenizde olmayabilir. Evim buranın hemen yanındaydı ve hiç ihtişamlı ruhu yoktu. Pagodası da dışarıdan görülebiliyor zaten.

Fushimi Inari Taisha

Hem Japonya’nın hem de Kyoto’nun en ikonik yerlerinden bir tanesi tartışmasız şekilde Fushimi Inari Taisha. Burası torii kapılarının oluşturduğu eşsiz atmosfer sayesinde çok yüksek tanınırlığa sahip bir Şinto tapınağı. İsminde yer alan Inari, pirinç, tarım, bereket, ticaret ve refah tanrısı demek.

Fushimi Inari’nin en ikonik unsuru ise tapınağı çevreleyen dağlık alandaki patikaları süsleyen 10.000’den fazla kırmızı torii kapısı. Tori kapıları yukarılara kadar çıkıyor ve oldukça uzun bir yolu kapsıyor. Bu kapıların üzerinde yer alan yazılar ise bağışı yapanların isimlerini ve mesajlarını içeriyormuş. Ayrıca tapınağın çevresinde çok sayıda tilki (kitsune) heykeli de bulunuyor. Bu Tilkiler, Inari’nin habercileri olarak kabul ediliyor ve ağızlarında anahtar (pirinç ambarlarının anahtarı) tutan figürlerle tasvir ediliyor. Honden yani ana tapınağı ise 1499 yılında inşa edilmiş. Fushima Inari’yi tüm tori kapılarını geçerek gezmek isterseniz 2-3 saat gerekebilir ve birazda yorucu olabilir. O yüzden belirli bir yerden dönmek daha mantıklı gibi. Buranın en güzel tarafı ise giriş için bir ücrete gerek olmaması. Tapınak 7/24 açık, bu nedenle dilediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.

Kiyomizu-Ddera Tapınağı

Fushima’dan buraya tren ile geçebileceğiniz gibi çok daha hızlı olsun derseniz taksi de bir alternatif. Kiyomizu-dera Japonya’nın en ünlü Budist tapınaklarından bir tanesi.  Kiyomizu-Ddera 778 yılında inşa edilmiş. Tapınağın adı aslında “Temiz Su Tapınağı” anlamına geliyormuş. Burası 1994 yılında UNESCO UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne girmiş. Tapınağın en ikonik yapısı, ana salonunun önünde yer alan ahşap platformu. Bu platform 13 metre yüksekliğinde ve direklerle desteklenen bir forma sahip. Buradan Kyoto’yu izlemek keyifli ve güzel.  Ek olarak tapınağın eteklerinde yer alan ve buranın ünlü yerlerinden biri olan Otowa Şelalesi, üç ayrı su akıntısıyla besleniyor. Su akıntıları uzun ömrü, başarıyı ve aşk’ı temsil ediyor. İç dünyası Fushima kadar etkileyici olmasa da yine mutlaka görülmesi gereken yerlerden bir tanesi.

Kiyomizu-Ddera tapınağına giderken harika bir cadde ve keyifli lezzetler de sizi bekliyor. Ben bu caddedeki bir dükkandan Kimono kiralamış ve tapınağı o kimono ile gezmiştim. Kimono’nun 5 saatlik kirası için ise 1.000 Yen ödemiştim. Fırsat ve imkanınız varsa kısa süreli de olsa Kimono giymeyi deneyin derim. Bu tapınağı yaklaşık 1 saat içerisinde gezebilirsiniz. Kiyomizu-dera’ya giriş ücreti ise 400 yen.

Kodai-ji

Kodai-ji Tapınağı, 1606 yılında Toyotomi Hideyoshi’nin eşi Nene tarafından eşine adanarak inşa edilmiş. Bu tapınak özellikle eşsiz gece aydınlatmaları ve bambu ormanıyla ünlü. Kodai-ji’nin en dikkat çekici detaylarından bir tanesi ise Zen taş düzenlemeleri. Kobori Enshu tarafından tasarlanan bu düzenlemeler Japon bahçe mimarisinin şaheserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Tapınak kompleksi ayrıca, çay seremonilerinin düzenlendiği Shigure-tei ve Kasa-tei çay evlerine de ev sahipliği yapıyormuş.

Yasaka Mabedi

Yasaka Mabedi, 656 yılında inşa edilen çok eski bir Şinto tapınağı ve özellikle Gion Matsuri Festivali‘nin merkezi olmasıyla tanınıyor. Bu tapınak 24 saat açık. Bu mabed güzellik ve sağlık tanrısı Utsukushigozen’e adanmış özel bir sunağa da ev sahipliği yapıyor.

Chion-in Tapınağı

1621 yılında inşa edilen tapınağın Sanmon Kapısı, Japonya’nın en büyük ahşap tapınak kapısı olma özelliğine sahip. Tapınakta bulunan “Bonsho” (Büyük Çan) ise yaklaşık 74 ton ağırlığındaymış ve çan yeni yıl kutlamaları sırasında tam olarak 108 kez çalınıyormuş. Buranın en değişik özelliklerinden bir tanesi ise “Uguisu-bari” (Bülbül Zemin) adı verilen ve adımlar atıldığında bülbül sesi çıkaran akustik bir zemine sahip olması. Aslında bu bir sanat eseri gibi görülmesine karşın gizli tehditlere karşı tasarlanmış bir güvenlik önlemiymiş. Tapınak ayrıca, Kyoto’nun en eski asansörlerinden birine de sahip. Chion Tapınağı gerçekten birden fazla değişik özelliğe sahip bir yer.

Ginkaku-ji

Ginkaku-ji, “Gümüş Köşk Tapınağı” olarak biliniyor. Burası 1482 yılında Ashikaga Şogunluğu’nun 8. lideri olan Ashikaga Yoshimasa tarafından inşa edilmiş. Aslında Ginkaku-ji hiçbir zaman gümüşle kaplanmamış. Burası aslında ilk yapıldığında gümüş yapraklarla süslenmesi planlamış ancak ekonomik nedenlerle bu plan gerçekleşmiş fakat böyle anılmaya devam etmiş. İçeride yer alan Karesansui Bahçesi yani Zen Kum Bahçesi, oldukça bir kısım. Kum bahçesi aynı zamanda Zen Budizmi’nin sakinlik ve denge felsefesini de yansıtmakta. Ginkaku-ji’nin bir başka ünlü özelliği ise moss garden (yosun bahçesi) ile çevrili olması. Zen bahçeleri, doğal güzellikleri ve Japon estetik anlayışının mükemmel yansıması olarak Ginkaku-ji, Kyoto’nun en huzurlu ve zarif tapınaklarından bir tanesi. Tapınak, her gün 08:30 – 17:00 saatleri arasında ziyarete açık. Giriş ücreti ise 500 Yen. Burayı gezmek için ise 45-50 dakika yeterli olur.

Filozof Yolu (Philosopher’s Path)

Filozof yolu yaklaşık 2 kilometrelik huzurlu bir yürüyüş rotası. Bu yol Ginkaku-ji (Gümüş Köşk Tapınağı) ile Nanzen-ji Tapınağı arasında uzanıyor. Adını ise bu güzergahı meditasyon yaparak kullandığı söylenen ünlü Japon filozof Nishida Kitaro’dan almış. Yürüyüş yolu kanal boyunca sıralanan kiraz ağaçları ile çevrili. Özellikle ilkbaharda sakura çiçekleri açtığında büyüleyici bir atmosfere bürünüyormuş. Yolda küçük kafeler, sanat galerileri ve hediyelik eşya dükkanları da bulunuyor. Ayrıca yol üzerinde Honen-in gibi daha az bilinen ama huzur dolu tapınaklara da rastlayabilirsiniz.

Heian Tapınağı

Heian, Japonya’nın modern tarihini yansıtan en etkileyici Şinto tapınaklarından biri ama tarihi çok eski değil. Heian Tapınağı 1895 yılında, Kyoto’nun eski başkent oluşunun 1100. yıl dönümünü kutlamak amacıyla inşa edilmiş. Tapınağın girişinde yer alan 24 metre yüksekliğindeki dev kırmızı torii kapısı zaten imzayı atıyor. Tapınağın çevresinde yer alan 6.6 dönümlük bahçe özellikle Japonların peyzaj kültürünün bir yansıması gibi. Ana tapınak ve avlusu, Heian Dönemi’nin İmparatorluk Sarayı’nın bir replikası olacak şekilde inşa edilmiş. Burayı maksimum 1 saatte gezebilirsiniz. Giriş ücreti 600 Yen ve tapınak 06:00 ile 17:00 saatleri arasında açık.

Kyoto Gezisi – Bölge 3

Kyoto İstasyonu’ndan JR Nara Hattı ile Nara Parkı’na kolayca ulaşabilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 50 dakika sürüyor. Tek yön ücreti ise 720 yen civarında. JR Nara İstasyonu’nda indikten sonra, parka ulaşmak için yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüş yapmanız gerekiyor. Alternatif olarak, istasyon çevresindeki otobüsleri kullanarak kısa sürede de parka ulaşabilirsiniz. 

Nara Parkı

Nara Parkı, Japonya’nın Nara şehrinde yer alan ve 1200’den fazla serbestçe dolaşan sika geyiği ile ünlü bir park. Bu park 1880 yılında kurulmuş. Geyikler, Japon Şinto inancında kutsal kabul ediliyor ve Tanrı Takemikazuchi’nin habercileri olduğuna inanılıyor. Bu nedenle Nara’da uzun yıllar boyunca kutsal hayvanlar olarak korunmuşlardır. Parkın girişinde ziyaretçilere satılan “shika senbei” (geyik krakerleri) ile geyikleri ellerinizle beslemek de mümkün. Nara Parkı, sadece geyikleriyle değil, aynı zamanda Todai-ji Tapınağı, Kasuga Taisha Tapınağı ve Kofuku-ji Tapınağı gibi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi yapılarıyla da dikkat çekiyor.

Kyoto’da Ne Nerede Yenir?

Kobe Beef için ise önerebileceğim mekan Pound Sanjo-Kiyamachi. Ortam güzel, çalışanların ilgisi yerinde. Burada ortama bir deneyim  için kişi başı 1.500 -2.000 TL arasında bir ücret ödemeniz gerekebilir.

Kyoto’da Ramen içmek istiyorsanız en güzel ve önerilen yerlerden bir tanesi Ippudo. Japonya genelinde ünlü olan bu restoran, Kyoto’daki şubesinde de güzel bir lezzet sunuyor.

Donguri ise Japonya’ya özgü yemekleri deneyimleyebileceğiniz bir restoran. Ayakkabılarınızı çıkararak giriş yapıyorsunuz ve yerel kültüre özgün yemekleri deneyimleyebiliyorsunuz.

Tempura gibi yiyecekleri ise Arashiyama tren istasyonunun çevresindeki yerel mekanlarda çok keyifli bir şekilde yiyebilirsiniz. Üstelik hem atmosfer keyifli hem de fiyatlar iyi. Ayrıca bu bölgede Maça ile ilgili bir sürü farklı yiyeceklere de (Dondurma, çay, kek vb.) ulaşabilirsiniz.

erel lezzetler ve alıveriş yerleri arıyorsanız ise şehir merkezinde yer alan Teramachi Kyogoku Shopping Street’i tavsiye ederim. Özellikle kahve seviyorsanız burada rahatlıkla bulabilirsiniz.

Japonya’da neler yenilebilir ile ilgili detaylara ise buradaki yazımdan erişebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir