İnsan beyni altı minyon yıl öncesine kadar daha büyük olmasına karşın Buzul Çağı’ndan bu yana, yani yaklaşık 100 bin yıl önce yaşanan kırılma ile küçülmeye başladı. Bu kırılmalardan en büyüğü ise 3.000 yıl önce yaşandı. ABD’nin Boston ve Darthmouth üniversitelerinden* bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre bu duruma etkin eden en önemli nedenler arasında, beynin bilgiyi depolama ihtiyacı yani zihinsel yükünün azalması olduğu ortaya çıktı. İnsanoğlunun sürekli olarak etkileşim halinde olması ve görev dağılımı yaparak yaşamaya başlaması bu duruma etki eden önemli faktörler arasında. Bir diğer güçlü faktör ise toplumdaki kolektif zekanın genişlemesi varsayımı.
Eksponansiyel bir hızla gelişen iletişim araçları, sadece insan beyninin yapısına değil insanlar ve markalar arasındaki iletişim biçimlerini de doğrudan değiştiriyor ve dönüştürüyor. Bu süreçte teknolojinin etkisiyle yaşamımızda büyük bir kolaylık sağlayan chatbot, canlı chat veya sanal asistan (Siri, Bixby, Alexa, veya Google Asistanlar) gibi araçların etkinliği de giderek daha fazla yer bulmaya başlamakta.
Yapay zekanın gelişim hızlı gerçekten çok güçlü. Örneğin, Çin’de beyin hastalıklarıyla uğraşan doktorlar yakın zamanda yapay zeka karşı karşıya geldi. 1. raundu %87 doğru tanı oranıyla yapay zeka kazandı, doktorların tanı oranı %66’ydı. 2. raundu da yapay zeka kazandı.
A Chinese artificial intelligence (AI) system has beaten a team of elite doctors in a tumour diagnosis competition pic.twitter.com/ul2pubYa5J
— TRT World (@trtworld) July 3, 2018
Henüz bu araçların etki kapasitesi günlük yaşamımızda sınırlı boyutta da olmasına karşın bu araçlar bir süre sonra sorularınıza kişisel cevaplar verecek, tercihlerinizi hatırlayacak, size öneriler geliştirecek, ihtiyaçlarınızı tecrübeler ekseninde karşılamaya çalışacak hatta sizi tedavi edecekler.
Bir anlamda insan rolünün de değişmesinden bahsediyoruz.
Şu an yapay zeka destekli bu tarz araçların en büyük zorluğu, kişileri sadece davranışları üzerinden bir değerlendirmeye alması. Yani bu araçlar bizleri değerlendirirken veya sınıflandırırken tutum ve değerlerimizi görmezden geliyor. En azından şu an için…
Hayatımızdaki etkisini giderek arttıran sanal araçların yakın zamanda sizin adınıza karar vermeye başlayacaklarını, ses tonunuzdan duygu durumunuzu anlayacaklarını da söyleyelim. Birçok fütürist ise bu durumun 2030 başlarında değişeceğini söylüyor. Yani o dönemlerde yapay zekânın, kişilerin tutum ve değerlerini ön plana alarak bir değerlendirme yapacakları görüşündeler. Bu durumun gerçek olmasıyla kartların yeniden dağıtılacağını söylersek sanırım ki çok ileri gitmiş olmayız.
Konunun henüz nasıl gelişeceği çeşitli yorumlardan ibaret olmasına karşın markaların insanlar ile olan iletişimi günden güne daha fazla dijital evrene taşınıyor. Bu durum marka ve tüketici arasında zaten zor bir şekilde inşa edilen ve kalıcılık süresi giderek azalan bağ kurmanın, bir anlamda daha da zorlaşması demek. Teknoloji ne kadar hızlı gelişirse gelişsin, insanoğlu zorlandığı veya sıkıştığı bir durumda bir insan ile konuşmayı veya iletişim kurmayı arzuluyor.
Teknoloji ekosisteminin böylesine geliştiği bir ortamda, markaların tüketicilerine yönelik gelecekte sunacağı değerler ile ilgili bir görüşüm var. Yakın zamanda “gerçek insan ile iletişim” başlığının önemli bir değer önerisi olarak karşımıza çıkacağı görüşündeyim. Bunu bir ürün alırken size sunulan ek garanti süresi gibi hayal edebilirsiniz. Düşünsenize ürün alırken ambalajın üzerinde bu tarz söylemler yer alıyor. 🙂
Pazarlama, satış veya müşteri hizmetleri gibi süreçlerin yoğunlukla dijital evrene kaydığı bir ortamda, markanın “gerçek insan ile iletişim” gibi bir vaadi oldukça güçlü bir etki yaratabilir.
Bu konu içinde bulunduğumuz ve henüz sanal yolculuğun emekleme dönemlerinde biraz komik biraz da ilginç gelebilir fakat yakın gelecekte bu tarz değer önerilerinin hayatımızda önemli bir yer tutacağı görüşündeyim.
Şu an okurken ne var canım diyebilirsiniz ama bugün dahi gerçek insanlar ile iletişim kurmak günden güne zorlaşıyor. Teknoloji etkisinin çok daha baskın olduğu dönemlerde bunun nasıl bir farklılaşma aracı olabileceğini bir hayal edin!
Kaynak: * https://www.odatv4.com/guncel/insan-beyni-neden-kuculdu-220050
Bir yanıt yazın